Netanyahu’nun açıklamaları, Orta Doğu’da diplomatik gerilimi yükseltirken, Katar ile İsrail arasında yeni bir kriz riskini de gündeme taşıdı.
Netanyahu, Çarşamba günü yaptığı açıklamada, Hamas liderlerine ev sahipliği yapan ülkelerin ciddi sonuçlarla karşılaşacağını belirtti. “Katar’a ve teröristleri barındıran tüm ülkelere söylüyorum, ya onları sınır dışı edersiniz ya da adaleti sağlarız. Çünkü siz sağlamazsanız biz sağlarız,” ifadelerini kullanan Netanyahu, Hamas’ı destekleyen devletleri hedef alacağını net bir dille ortaya koydu.
Başbakan ayrıca diğer ülkeleri de İsrail’in saldırılarını desteklemeye çağırdı: “Diğer ülkelerin İsrail’i desteklemesi ve saldırıları tebrik etmesi gerekiyor,” dedi. Bu açıklamalar, İsrail’in Hamas’a karşı yürüttüğü operasyonlarda uluslararası desteği artırma çabasının bir parçası olarak değerlendiriliyor.
Katar Dışişleri Bakanlığı, Netanyahu’nun sözlerine yanıt vererek açıklamayı “Katar topraklarını hedef alan korkakça bir saldırı ve devletin egemenliğinin gelecekte ihlal edileceğine dair utanç verici bir girişim” olarak nitelendirdi. Bakanlık, açıklamasında ayrıca İsrail’in Katar’ın Hamas ofisine ev sahipliği yapmasının ABD ve İsrail tarafından talep edilen ara buluculuk çabaları çerçevesinde gerçekleştiğini bildiğini vurguladı.
Katar, Hamas liderlerinin varlığının diplomatik bir görev ve ara buluculuk rolü çerçevesinde gerçekleştiğini savunuyor. Bu durum, İsrail’in Katar’a yönelik tehditlerini daha tartışmalı hâle getiriyor. Uzmanlar, bu açıklamanın iki taraf arasında diplomatik bir gerilim oluşturabileceğini belirtiyor.
İsrail, 9 Eylül 2025 tarihinde Katar’ın başkenti Doha’da Hamas’ın siyasi liderlerini hedef alan bir saldırı gerçekleştirdi. Saldırıda, Hamas’ın müzakere heyeti hedef alındı. Saldırıyı şiddetlendiren faktörlerden biri olarak, İsrail’in Hamas’ı hem askeri hem siyasi olarak sınırlandırma stratejisi gösteriliyor.
Saldırıda Hamas liderlerinden Halil Hayye’nin oğlu başta olmak üzere 5 Hamas yetkilisi hayatını kaybetti. Ancak Hamas müzakere heyeti üyeleri saldırıdan sağ kurtuldu. Olay, bölgede diplomatik ve güvenlik dengeleri üzerinde ciddi bir etki yarattı. Analistler, saldırının Katar-İsrail ilişkilerini ve Hamas ile diğer Arap ülkeleri arasındaki diplomatik dengeyi sarsabileceğini belirtiyor.
Hamas’ın Doha’daki varlığı, uluslararası diplomaside önemli bir rol oynuyor. Katar, Hamas ile İsrail arasında ara buluculuk yaparak bölgedeki barış çabalarını desteklemeyi hedefliyor. Ancak Netanyahu’nun açıklamaları, bu diplomatik rolün risk altında olduğunu gösteriyor.
Uzmanlar, İsrail’in Katar’a yönelik tehditlerinin sadece askeri değil, diplomatik ve ekonomik alanlarda da devam edebileceğini belirtiyor. Bu durum, Katar’ın hem diplomatik hem de güvenlik politikalarını yeniden gözden geçirmesine neden olabilir.
Netanyahu’nun açıklamaları, uluslararası medyada ve diplomatik çevrelerde geniş yankı buldu. Analistler, İsrail’in Hamas’ı hedef alan saldırılarının Orta Doğu’daki gerilimi artırma potansiyeline sahip olduğunu vurguluyor. Ayrıca, Katar’ın ara buluculuk rolü ve Hamas’a ev sahipliği yapması, İsrail ile diğer Arap ülkeleri arasındaki diplomatik dengeyi daha da karmaşık hâle getiriyor.
Bölgesel güvenlik uzmanları, İsrail’in Katar’a yönelik tehditlerini devam ettirmesi halinde, bölgesel işbirliği ve uluslararası diplomatik girişimlerin daha kritik bir hale geleceğini belirtiyor. Bu noktada, ABD ve Avrupa ülkelerinin arabuluculuk rolü ve diplomatik baskısı ön plana çıkabilir.
Netanyahu’nun Katar’a yönelik açıklamaları, İsrail-Filistin çatışmasının sadece askeri boyutunu değil, diplomatik ve ekonomik boyutunu da ön plana çıkarıyor. Uzmanlar, İsrail’in sert tutumunun Katar gibi ülkeleri Hamas’a ev sahipliği konusunda ikilemde bıraktığını söylüyor.
Ekonomik ve diplomatik baskılar, İsrail’in stratejisinin önemli bir parçası olarak öne çıkıyor. Analistler, bu durumun, Hamas’ın bölgesel ve uluslararası müzakere yeteneğini sınırlayabileceğini ve Katar gibi ülkelerin ara buluculuk görevlerini daha hassas yürütmek zorunda kalacağını belirtiyor.
KAYNAK SOURCE: Mepa News
“Kaya tuzundan asla vazgeçilmemeli” Turşunun sağlıklı olması için doğru tuz seçiminin kritik olduğunu belirten Ağılönü, şu uyarıda bulundu: “Çankırı kaya tuzu, turşu yapımında en doğal ve en sağlıklı seçimdir. Marketlerde satılan rafine tuzlar hem sağlık açısından zararlı hem de turşunun lezzetini olumsuz etkiliyor. Kaya tuzu, turşunun fermantasyon sürecini destekler ve raf ömrünü uzatır.” Evde Turşu […]
ABD’nin saygın savunma dergilerinden The National Interest, Türk mühendisliğinin son harikası olan ANKA-3 insansız muharebe hava aracının (MİUS), sadece Türkiye’nin hava gücünü artırmakla kalmayıp, bölgedeki askeri dengeleri de kökten değiştirebileceğini yazdı. Gizlilik Odaklı Tasarım: ANKA-3’ün Stratejik Önemi The National Interest, ANKA-3’ün en dikkat çekici özelliğinin uçan kanat tasarımı olduğunu belirtiyor. Bu tasarım, aracın radar kesit […]
Osmanlı mutfağı, lezzetlerinin yanı sıra şifa veren besinleriyle de ün salmıştır. Saray hekimleri, doğadan gelen bu güçlü besinleri kullanarak padişahların ve devlet adamlarının hem bedensel hem de zihinsel sağlığını korumaya çalışırdı. İşte bu şifalı gıdalardan biri de “ömrü uzatan mucize” olarak bilinen cevizdi. O dönemde “beyin dostu” olarak adlandırılan ceviz, hem yemeklerin bir parçası olarak […]
Kemaliye’nin kırsalında yaşayan vatandaşlar, son dönemde artan ayı saldırıları nedeniyle adeta bir kâbus yaşıyor. Bu yıl yaşanan kuraklık, yaban hayvanlarının doğal yaşam alanlarında yiyecek bulmasını zorlaştırdı. Bu durum, özellikle anne ve iki yavrusundan oluşan bir ayı ailesini, yiyecek arayışı içinde ilçe merkezine inmeye zorladı. Köylülerin bahçelerine ve evlerine dadanan ayılar, arı kovanlarını ve ekili arazileri […]
Türkiye’de son yıllarda hızla yayılan alışveriş merkezleri, ekonomik kalkınmanın ve modern kent yaşamının bir simgesi olarak görülse de, kimi zaman hukuki ve çevresel tartışmaları beraberinde getiriyor. Bu tartışmaların en güncel örneklerinden biri, Samsun’daki Citymall AVM’nin ruhsat iptali kararı oldu. Danıştay’ın “kültürel alanlara AVM yapılamaz” kararı, bu vakayı sadece yerel bir olay olmaktan çıkarıp, tüm ülke […]
İşte onlardan biri, adını bile çok az kişinin duyduğu, Osmanlı’nın modernleşme rüzgârlarının somut bir yansıması olan Azatlı Baruthanesi. Bu gizemli yapı, sadece bir harabe değil, 3. Selim’in reformcu ruhunun taşlara işlenmiş hali. Azatlı Baruthanesi Nedir? Osmanlı İmparatorluğu’nun 18. yüzyıl sonlarında yaşadığı modernleşme çabalarının en somut örneklerinden biri olan Azatlı Baruthanesi, III. Selim tarafından yaptırılan ilk […]