Toplumda saygın bir mesleğe sahip olanların hayatları, genellikle dışarıdan imrenilecek bir düzen ve mutluluk tablosu çizer. Ancak bazen, o parlak yüzeyin altı, en karanlık sırları, en derin acıları ve en korkunç ihanetleri gizler. Samsun’un Bafra ilçesinde yaşananlar, bu acı gerçeğin en sarsıcı örneklerinden biri olarak hafızalara kazındı. Ondokuz Mayıs Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi’nde görevli Dr. Serdar Kıyak’ın hikayesi, bir kaza haberi olarak başlayıp, kan donduran bir cinayet soruşturmasına dönüştü.
Her şey, rutin bir haber gibi duyuldu: Bir otomobil, Kızılırmak Nehri’ne uçtu. Araçta bulunan anne Gülşah Karaman Kıyak (34) ve minik oğlu Alperen Poyraz (3) boğularak can verirken, sürücü baba Dr. Serdar Kıyak olaydan yaralı olarak kurtuldu. İlk bakışta trajik bir kaza gibi görünen bu olay, soruşturma derinleştikçe, titizlikle planlanmış bir cinayetin soğuk izlerini taşımaya başladı. Doktorun çelişkili ifadeleri, olayın seyrini tamamen değiştirdi.
Trajedinin en çarpıcı sahnelerinden biri, Aile ve Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü’nde görev yapan eşi Gülşah ve biricik oğlunun cenaze töreninde yaşandı. Dr. Serdar Kıyak, tabutlara sarılarak “Oğlum!” diye feryat ederken döktüğü gözyaşları, herkesin yüreğini dağlamıştı. Ancak bu acılı baba ve eş portresi, kısa süre sonra yerini “eşe ve altsoya karşı tasarlayarak kasten öldürme” suçlamasıyla tutuklanan bir katil zanlısına bıraktı. Bu dramatik dönüşüm, Kıyak’ın cezaevinde kendini asarak intihar girişiminde bulunmasıyla daha da karmaşık bir hal aldı. Gardiyanların son andaki müdahalesiyle hayata döndürülen doktor, Samsun Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Hastanesi’ne sevk edildi.
Peki, bir doktoru, ailesini yok etmeye iten sebep ne olabilirdi? Soruşturmanın kilit noktasını, Dr. Kıyak’ın kendi itirafı çözdü. Kıyak, ifadesinde, iki yıldır görev yaptığı hastaneden psikolog D.C. ile yasak bir ilişki yaşadığını söyledi. Bu ilişkinin, eşi Gülşah tarafından 12 Temmuz’da cep telefonundaki mesajlaşmalarla ortaya çıkarıldığını ve o günden sonra evliliklerinde fırtınaların koptuğunu belirtti.
Ancak madalyonun diğer yüzü çok daha karanlıktı. Merhume Gülşah Kıyak’ın arkadaşlarıyla yaptığı yazışmalar, yaşadığı cehennemi gözler önüne serdi. Mesajlarda, eşinin oğullarını kabullenmediğini, kendisini sürekli tehdit ettiğini anlatıyordu. Bu iddiaları, Gülşah’ın olaydan sadece kısa bir süre önce ailesine gönderdiği o kan donduran mesaj doğruladı: “Beni tehdit ediyor.” Bu, adeta bir yardım çığlığı, bir veda notuydu.
Dr. Kıyak, mahkemede “Virajı alamadık, nehre uçtuk. Sudan çıkıp onları kurtarmak için çabaladım” savunmasını yapsa da, bir görgü tanığının ifadesi bu sözleri yerle bir etti. Tanık, “Sudan çıktı ve kenarda bekledi. Onları kurtarmak için hiçbir çabası olmadı” diyerek, doktorun soğukkanlı bekleyişini anlattı. Bafra Cumhuriyet Başsavcılığı’nın açıklamasıyla son nokta konuldu: Şüpheli, çok yönlü soruşturma neticesinde “tasarlayarak kasten öldürme” suçundan tutuklanmıştı.
Kaynak: (Source) Haber Merkezi
“Kaya tuzundan asla vazgeçilmemeli” Turşunun sağlıklı olması için doğru tuz seçiminin kritik olduğunu belirten Ağılönü, şu uyarıda bulundu: “Çankırı kaya tuzu, turşu yapımında en doğal ve en sağlıklı seçimdir. Marketlerde satılan rafine tuzlar hem sağlık açısından zararlı hem de turşunun lezzetini olumsuz etkiliyor. Kaya tuzu, turşunun fermantasyon sürecini destekler ve raf ömrünü uzatır.” Evde Turşu […]
ABD’nin saygın savunma dergilerinden The National Interest, Türk mühendisliğinin son harikası olan ANKA-3 insansız muharebe hava aracının (MİUS), sadece Türkiye’nin hava gücünü artırmakla kalmayıp, bölgedeki askeri dengeleri de kökten değiştirebileceğini yazdı. Gizlilik Odaklı Tasarım: ANKA-3’ün Stratejik Önemi The National Interest, ANKA-3’ün en dikkat çekici özelliğinin uçan kanat tasarımı olduğunu belirtiyor. Bu tasarım, aracın radar kesit […]
Osmanlı mutfağı, lezzetlerinin yanı sıra şifa veren besinleriyle de ün salmıştır. Saray hekimleri, doğadan gelen bu güçlü besinleri kullanarak padişahların ve devlet adamlarının hem bedensel hem de zihinsel sağlığını korumaya çalışırdı. İşte bu şifalı gıdalardan biri de “ömrü uzatan mucize” olarak bilinen cevizdi. O dönemde “beyin dostu” olarak adlandırılan ceviz, hem yemeklerin bir parçası olarak […]
Kemaliye’nin kırsalında yaşayan vatandaşlar, son dönemde artan ayı saldırıları nedeniyle adeta bir kâbus yaşıyor. Bu yıl yaşanan kuraklık, yaban hayvanlarının doğal yaşam alanlarında yiyecek bulmasını zorlaştırdı. Bu durum, özellikle anne ve iki yavrusundan oluşan bir ayı ailesini, yiyecek arayışı içinde ilçe merkezine inmeye zorladı. Köylülerin bahçelerine ve evlerine dadanan ayılar, arı kovanlarını ve ekili arazileri […]
Türkiye’de son yıllarda hızla yayılan alışveriş merkezleri, ekonomik kalkınmanın ve modern kent yaşamının bir simgesi olarak görülse de, kimi zaman hukuki ve çevresel tartışmaları beraberinde getiriyor. Bu tartışmaların en güncel örneklerinden biri, Samsun’daki Citymall AVM’nin ruhsat iptali kararı oldu. Danıştay’ın “kültürel alanlara AVM yapılamaz” kararı, bu vakayı sadece yerel bir olay olmaktan çıkarıp, tüm ülke […]
İşte onlardan biri, adını bile çok az kişinin duyduğu, Osmanlı’nın modernleşme rüzgârlarının somut bir yansıması olan Azatlı Baruthanesi. Bu gizemli yapı, sadece bir harabe değil, 3. Selim’in reformcu ruhunun taşlara işlenmiş hali. Azatlı Baruthanesi Nedir? Osmanlı İmparatorluğu’nun 18. yüzyıl sonlarında yaşadığı modernleşme çabalarının en somut örneklerinden biri olan Azatlı Baruthanesi, III. Selim tarafından yaptırılan ilk […]